Aşk her yerde ve her zaman var olan bir duygudur. Aşkın tanımı kişiden kişiye değişen bir tanımdır.Dolayısıyla aşkın tanımını yapmak da zorlaşır nitekim birçok araştırmacı da aşkın tanımını farklı şekillerde yapmışlardır. Onlardan biri olan Tennov aşkı, bilişsel etkinliği devre dışı bırakan, geçici bağımlılık ve sevilen kişiye yönelik bedenin verdiği duyarlı tepki olarak tarif etmiştir. İbnu’l -Kayyim el Cevziyye’nin Aşıklar eserinde ise aşkın tanımı ‘Deli bir kalple daimî bir meyil’ sevgilinin tüm dostlara tercih edilmesi, sevgilinin anısı ve hatırasının, sevenin kalbini istila etmesi, kendini tümüyle sevgiliye adaman ve senden sana hiçbir şeyin kalmamasıdır, sevgiliye karşı gayret ve kıskançlıktır. Aşk, kalpte sevgilinin istekleri haricinde her şeyi yakan bir ateştir. Aşk, kalbin sevgiliden başkasına körleşmesi eleştirilmesine karşı sağırlaşmasıdır. Aşk, kalbin sevgiliye doğru daimi bir hareketi ve onun yanında sükunudur aşkın tanımıyla ilgili bunun gibi pek çok farklı görüş vardır. Aşk aynı zaman da karşı taraftan hiçbir zaman kopmama isteği ve yoğun bir şekilde karşı tarafa bağlanmak, terk edilme gibi düşüncelerin bireyi kaygı ve korkuya sürüklediği bir duygudur. Ancak bazen aşkın yerini öfke ve nefret alabilir. Tek yönlü olmayan aşk, araştırmalarda aşkın farklı kuramları ve teorileri olduğu saptanmıştır. Bu teorilerden bir tanesi de Lee’nin öne sürdüğü Aşkın Çeşitleri Teorisidir John Alan Lee araştırmalarının sonucunda aşkın doğal bir davranış olmadığı ama öğrenilen bir deneyim olduğunu söylemiştir. Lee aşkın çeşitlerini 6 kategori olarak sunmaktadır;
· EROS: Genellikle güçlü bir şekilde fiziksel çekim vardır
· LUDUS: Eğlencenin ileri düzeyde olduğu kısa süreli aşk türüdür.
· STORGE: Zaman içerisinde gelişen ve karşı tarafı önemli bulan aşk çeşididir.
· MANIA: Patolojik aşk türüdür. Bireyin her zaman karşı tarafı kaybetme kaygısı vardır.
· PRAGMA: Karşı tarafın kendisi için iyi bir gelecek sağlayabileceklerine ve bu biçimde devam edeceğine inanılan aşk çeşididir
· AGAPE: Karşı tarafa tamamen kendini adar. Sevilen olduğu gibi kabul görür ve karşı taraf hata yapsa da sevilmeye devam edilir.
Dünya var olduğundan beri bireyler yakın ilişki veya birinin varlığını hissetmek isteyen ve yakın ilişkiyi kurmak için çabalayan canlılardır. Ama bazı aşk türleri vardır örnek olarak Lee‘nin aşkın çeşitleri teorisine giren maniada olduğu gibi kişinin kendisine ve aşık olduğu kişiye zarar verebilir. Aslında aşk o kadarda masum bir duygu olmamakla birlikte çok tehlikeli davranış düşünce ve duygulara dönüşebilir Aşık kişi karşı tarafı elde edemediği zaman onu elde etmek ve yanında tutmak amacıyla sağlıksız yollara başvurabilir. Karşı tarafın benliğini kendi benliği olarak görmüş ve onunla özdeşim kurmuştur. Karşı tarafla bütünleşen aşığın artık terk edilme ihtimali bile şiddetli bir kaygı oluşturur. Bu yüzden tehlikelere karşı kör olmuş ve duyarsızlaşmıştır. Aşk artık patolojik bir duruma dönüşür ve saplantılı(takıntılı) aşk oluşur. Saplantılı aşığa neden olabilecek psikiyatrik tanılar şunlardır; antisosyal kişilik bozukluğu bağımlı kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu, erotomani, obsesif kişilik bozukluğudur. Örnek olarak Bağımlı kişilik bozukluğunda olduğu gibi terk edilme korkusunun yoğun kaygı oluşturması veya antisosyal kişilik bozukluğunda olduğu gibi bir şeye sahip olmak için gereken ne varsa yaparlar karşı tarafı elde etmek için her türlü zararlı yollara başvururlar acıma duyguları yoktur zarar verici davranış ve tutumlarda bulunabilir. Saplantılı(takıntılı) aşkın belirtileri şunlardır;
· Zihin sürekli aşık olunan kişiyi düşünür.
· Sürekli terk edilme korkusu yaşar.
· Onu görmemeye katlanamaz.
· Bitti mi, bitecek mi soruları zihnini meşgul eder.
· Devamlı karşı tarafla ilgili konuşurlar.
· İlişkiyi bitirmemek için zihinlerinde zarar verici davranışlar kurgulayabilirler.
· İlişkiyi devam ettirmek için her türlü yollara başvururlar.
Sonuç olarak saplantılı aşk, doğru bir sevgi tanımının dışında kalan hastalıklı bir eylemdir. Bu bireyler sadece kendilerine değil takıntılı olduğu kişiye de zarar verebilme yönelimine sahip olgu ve davranışlar gösterebilmektedir. Önemli bir rahatsızlık durumu olup uzman psikologlar tarafından destek alıp, doğru tedavi ve terapi yöntemleriyle bu bireylerin tedavisi sağlanmalıdır.
Ayşe Filiz Bilgin
Kaynaklar
Karahasanoğlu, G. (2016). Üniversite öğrencilerinde aşka ilişkin tutumlar, kişilik özellikleri ile bağlanma stilleri arasındaki ilişkilerin cinsiyet ve mevcut ilişki durumu bağlamında incelenmesi. İstanbul Bilim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı Uygulamalı Psikoloji Tezli Yüksek Lisans Programı, 1-61.
Atak, H. ve Taştan, N. (2012). Romantik ilişkiler ve aşk. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry, 4(4):520-546. doi:10.5455/cap.20120431.